Menapoz Nedir?
Menopoz :
Menopoza girme yaşı tüm dünyada antik çağlardan beri fazla değişim göstermemiştir ve ortalama 45 – 55 civarındadır. Türk kadınları için bu yaş araştırmalara göre 47'dir. 40 yaşından önce menopoza girmek erken menopoz olarak tanımlanır.
Adet kanamalarının araları menopozdan 2 – 8 yıl öncesinden uzamaya başlayabilir. Yani adetlerin seyrekleşmesi ya da sıklaşması hemen menopoza girileceğinin bir göstergesi değildir.
Menopoz yaşını belirleyen en önemli faktör genetiktir. Ayrıca sigara kullanımı, obezite ve geçirilen hastalıklar da menopoz yaşını etkileyebilir. İyi beslenmeyen, çok zayıf ve vejeteryanlarda daha erken menopoz gelişebilir. Menopozun ilk adet yaşı ile ilgisi yoktur.
Menopoza ne zaman girileceği yumurtalık içerisindeki yumurta sayısına göre belirlenmektedir.
Kız çocuğu anne karnındayken ve gebeliğin 20. haftasındayken her yumurtalığında 2 – 3 milyon yumurta vardır. Bu, bir kadının yaşam boyunca sahip olabileceği en yüksek yumurta hücre sayısıdır. Doğumda bu sayı her yumurtalıkta 1 milyona, ergenlik döneminde 300.000'e düşmektedir. Dolayısıyla yumurtalık doğmadan yaşlanan bir organdır. Bu sayı 40 yaşına gelindiğinde 10.000'e düşmektedir. Kadının tüm üreme çağı boyunca yani 13 – 48 yaşları arasında sadece 400 – 500 dolayında yumurta potansiyel olarak gebelikle sonuçlanabilecek şekilde olgunlaşmaktadır. 40 yaşından sonra yumurtaların kaybında belirgin bir hızlanma izlenmektedir. Yumurtaların tükenmesi ise artık hormon üretmeme ve adet görmeme yani menopoz olarak tanımlanır.
Menopoz tanısı klinik olarak konulabileceği gibi, en kesin tanı kanda FSH, LH ve E2 hormon düzeylerinin bakılması ile olur.
Menopoz Belirtileri şöyledir :
-
Ateş basmaları, terlemeler
-
Unutkanlık
-
Konsantrasyon bozuklukları
-
Depresyon ve cinsel istek kaybı
-
Kemik yoğunluğunda azalma ve kemik ağrısı
-
Meme dokusu kaybı
-
Ciltte incelme
-
Vaginada kuruluk
-
Cinsel ilişkide ağrı ve yanma
-
Sık idrara çıkma – yetişememe
-
Adet düzensizlikleri ve nadiren aniden kesilme.
Ateş Basmaları Neden Olur?
Nedeni tam olarak bilinmemekle beraber araştırmalar göstermektedir ki; östrojen beyin işlevleri üzerinde de önemli etkilere sahiptir. Ateş basmasının beyindeki hipotalamus bölgesinde yerleşmiş ve beden ısısını ayarlayan termoregülasyon merkezi üzerindeki dengeleyici etkisinin azalmasıyla ortaya çıktığı düşünülmektedir.
Menopozda Kalp ve Damar Hastalıkları :
Menopozda östrojen hormonunun azalması sonucu bu hormonun koruyucu etkisi ortadan kalktığı için kalp-damar sistemi hastalıklarında %60'a varan artışlar görülmektedir. Birkaç yıl öncesine kadar kalp-damar hastalıklarından korunmak, damar sertliği oluşumunu önlemek, kalp krizi riskini azaltmak için östrojen tedavileri önerilirken, son yıllarda yapılan büyük araştırmaların sonucunda östrojen tedavisinin bu amaca yönelik faydalı olmadığı, hatta mevcut hastalığın seyrini daha da kötüleştirebileceğine dair araştırma sonuçları vardır.
Bugünkü bilgilerin ışığında menopozda kalp-damar hastalıklarından korunmak için hormon tedavisi yerine kolestrolden fakir diyet, yaşam tarzı değişiklikleri ve düzenli egzersiz yapılmalıdır. Bunlara rağmen kan yağlarında istenilen ideal düzeye erişilemediyse kolestrolü düşüren ilaçlar kullanılmalıdır.
Menopozda İdrar Yolları Değişiklikleri :
Östrojen hormonunu eksikliği idrar yolları ve mesane fonksiyonlarını da etkiler. Vagen ve idrar deliği (üretra) çevresi destek dokuları zayıflar, mesane fonksiyonları bozularak idrar kaçırma varsa artabilir veya idrar kaçırma ortaya çıkar. Bu dönemde mesane sarkması (fıtıklaşması), atrofiye bağlı rahim ve vagen sarkması da idrar kaçırmanın bir nedeni olabilir. Ancak menopozda görülen idrar kaçırmanın en sık nedeni mesanenin zamansız kasılmasına bağlı olan aşırı aktivitedir. Bu hastalar genellikle sıkıştıklarında yetişemeyip tuvalet kapısında idrarlarını kaçırırlar. Menopoz öncesi %10 görülen bu durum, menopoz sonrası %20-30'unda rastlanır. Vaginal veya ağızdan uygulanan östrojen hormonu yakınmaları azaltabilir.
Menopozda Kemik Erimesi :
Menopoz sonrası osteoporoz kabaca kemik dokusunun temel minerali olan kalsiyumun yaşlanma ve menopozdaki östrojen eksikliği sonucu kalıcı olarak kaybedilmesidir. Menopoz öncesinde de kemik kaybı olur ancak bu kayıp genellikle önemsizdir. Menopozdan sonraki erken dönemde (ilk 5 – 8 yılda) kemik kaybı daha hızlıdır. İlk yıllarda kemik kaybı yılda %4 – 8 iken, daha sonra yavaşlar ve yılda %1'e düşer. Bu nedenle tedaviye erken dönemde başlamak gerekir. 75 yaşına gelindiğinde ortalama 35 yaşındaki kemik dokusunun %30'u kaybedilmiş olunur. Buna bağlı olarak sessiz omurga kırıkları, bel ağrıları, boyda kısalma ve kamburluk ortaya çıkar. 65 yaşına kadar ortalama 4 cm, 75 yaşına kadar 9 cm kısalınır. Kadınlar menopozda çarpma, düşme sonucu kalça, el bileği ve diğer kemik kırıklarına daha kolay maruz kalırlar. Bunların en ciddi olanı kalça kırığıdır. Kalça kırığından sonra hastaların %12-20'si 2 yıl içinde kaybedilmektedir. Bu nedenle, korunma çok önemlidir.
Osteoporoza zemin hazırlayan risk faktörleri :
-
Çok çocuk doğurma
-
Sigara ve alkol
-
Beslenme bozuklukları (kalsiyumdan az diyet)
-
Güneş banyosu alışkanlığı olmaması
-
Spor yapma alışkanlığı olmaması
-
Uzun süre yatağa bağlı kalmaya neden olan hastalıklar
-
Bazı endokrin bozuklukları (Hipertıroidi, hiperparotıroidi, böbrek üstü bezinin fazla çalışması, kortizon kullanımı)
-
Bağ dokusu hastalıkları
-
Siroz – böbrek hastalıkları
-
Erken menopoz
-
Genetik faktörler
Menopoz Tanısı :
Menopozun olumsuz etkilerinin en aza indirgenmesinin en önemli koşulu tanının erken aşamada konup tedaviye erken başlanmasıdır. Çünkü menopozdaki kayıplar ilk yıllarda en fazladır. Menopoz yumurtalıkların doğal yoldan durması veya çeşitli nedenlerle ameliyatta kişinin yumurtalıklarının alınması sonucu oluşur. 40 yaşından sonra bir bayan 1 yıl süre ile adet görmemişse klinik olarak olarak menopoz kabul edilir. Menopoza geçiş döneminde gebelik ve düzensiz kanamalara sebep olabilen hastalıklar ayırt edilmelidir. Bu nedenle düzensiz adet gören hastaların adetin 3. günü alınan kanında FSH, LH hormon düzeyleri artmışsa tanı daha erken ve kesin konmuş olur. FSH değeri 40 pg/ml üzerinde ise tanı kesindir. FSH değeri 25–40 arasında ise menopoza giriş sürecinin başladığı ancak seyrek de olsa yumurtlama ve gebelik olabileceği unutulmamalıdır.
Menopoza girdikten sonra, yani son adetin üzerinden 1 yıl geçtikten sonra ortaya çıkan vaginal kanamalar kesinlikle normal bir durum değildir ve mutlaka bir kadın hastalıkları doktoruna gitmek ve biopsi aldırmak gerekmektedir. En sık sebep östrojen azlığına bağlı olarak vagen ve rahim iç dokusunun kırılganlaşmasıdır. Fakat öncelikle nedenin kanser olmadığının ayırt edilmesi gerekir. Bu nedenle muayenede vaginal ultrason ile rahim iç tabakasının kalınlığı ölçülür ve çoğunlukla rahim içinden parça alınarak (biopsi) patolojiye gönderilir. Tanı amacıyla histeroskopi de (bir kamera yardımıyla rahim içinin görüntülenmesi) yapılabilir.
Tedavi sebebe yöneliktir ;
-
Östrojen azlığına bağlı vajinal atrofide lokal krem veya ovül
-
Vajinal enfeksiyon için antibiyotik
-
Rahim içi duvarı kalınsa ve biopside de bir patolojik durum varsa histerektomi uygulanır.
-